Rindlerin Akşamı ve Rindlerin Ölümü Yahya Kemal

Rindlerin Akşamı ve Rindlerin Ölümü Yahya Kemal

Tarhi : 26-02-2018 02:59:14 | Yazar : ÇAĞLAR BOSTANCI

Rindlerin Akşamı
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
Guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.
Yahya Kemal Beyatlı
Rindlerin Ölümü
Hafız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış;
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle,
Gece, bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şiraz’ı hayal ettiren âhengiyle.

Ölüm âsude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter.

Yahya Kemal Beyatlı

Yahya Kemal şiirlerini çok ince eleyip sık dokuyan bir şairdir. Şiirlerinde geleneğin izleri görülmektedir. Osmanlı Devletinin ihtişamlı dönemlerini övgü dolu şiirleri ve ölümü ele alan şiirleri dikkatleri çekmetedir. Öyleki Açık Deniz başlıklı şiirini 1911 yılından 1925 yılına kadar olan on dört senelik uzun bir zaman zarfında ele almıştır. Yine açık deniz şiirini mesnevi nazım şekliyle ele alışı geleneğe bağlı olduğunu göstermektedir. Şiirlerini bu kadar ince işçiliğin olması nedeniyle çok eleştirilmiştir. Yine şiirlerinin az olması eleştiri nedeni olurken, şiirlernin azlığı ise detaycı bir şair oluşundandır.

Bu şiirin konusu ölümdür. En çok dikkati çeken sözcük ise Rint’tir. Rint, dünya ile çok ilgisi olmayan, dünyalık peşinde koşmayan , dünya dair uzun emeller beslemeyen kimsedir. Dünyalık derdi olmayan Rint yine dünya ile olan münasebetini zayıf tutar. Rindin felsefesine göre dünyaya önem vermek, ruha ayak bağı etmektir.  Rinde göre dünya nizaa değecek bir meta değildir. İş böyle olunca Rind dünyaya ilgisiz kalmayı yeğler. Rindânın dünya hakkındaki bu görüşü,  onun en bariz özelliğidir.

Rint kelime anlamı olarak sözlüğe bakıldığında farklı anlamlar içermektdir. Bunların en ilginci ise iki zıt anlamıda içeriyor olmasıdır. İlk anlam olarak: Laubali, ayyaş, serseri ve dinsizi, münkir olarak belirtilmiştir. İkinci anlamıysa Yahya Kemalinde kullandığı ilk paragrafta yukarda açıklamış olduğumuz anlamdır. Yani dış görünüşü kirli kalbi ver ruhu açısından temiz kişi, ilahi aşk ile kendinden geçmiş kişi. Rindin bu felsefesi yine Mevlananın Şeb-i arus’una çok benzemektedir. Rindlere göre ölüm baharlar ülkesine kavuşmak iken Mevlananın ise şevgiliye kavuştuğu gece, düğün gecesi olarak görülmektedir.

Rindlerin Ölümünde geçen Şiraz, eski İranda bir şehirdir. Bu şerhir güzelliğile meşhur bağları ve bahçeleri destansı bir güzellikte olan şehirdir. Şiirde geçen Hafız ise İranın en kudretli şairleri ve en güzel şehir olan Şirazda yaşamıştır. Hafız Şirazlı olduğu için Hafz-ı Şirazi olarakta tanınır. Bin üç yüzlerin ortasında doğduğu ve bin dört yüz on beş yılları arasında vefat ettiği düşünülmektedir. Yahya kemal bu şiirine Hafız ile başlamasının nedeni onuda Rindlerden biri olarak göremesinden kaynaklanmaktadır. Bu sayede şair, Hafız’ın şahsiyetinde Rintlerin dünya, ölüm, ahiret hakkındaki düşüncelerine gönderme yapmıştır.

Yine şiirde geçen gül ve bülbül ise eski Türk Edebiyatının işleniş şeklindeki gibi işlenmiştir. Yahya Kemalin şiirlerinede kaynaklık eden bir gül ve bülbül benzetmesi görülmüştür.

Yahya Kemal’in şiirlerinde ince işçilik olması nedeniyle şiirin detaylarına girmenin konu dahada uzatacağı kanatindeyim. Bu nedenle şiirlerin benim üzerimde bırakmış oldukları duygu ve düşünceleri dile getirip yazıma son vermek istiyorum.

Rindlerin Akşamına bakıldığında ilk olarak inancı zayıf bir insanın ömrünün sonuna geldiğini ve yaşama sevincini yitirdiği düşünülmektedir. Bu duruma bakarak geri kalan zamanın hiç bir öneminin kalmadığı ve son fasıldan sonra ölümün kapıyı çalacağı sezdirilmiştir. Yine “Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile, Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.” dizesine bakıldığında ise dünya tekrar geleceği düşüncesinin olduğunu ve bunun insanı avutmaktan başka bir şey olmadığı düşünülebilir. Ölümün karşısındaki öğrenilmiş çaresizliği ve dünyalık yaşayan insanın hazin sonu gibi algılanabilir.

Fakat Rindler hakkında bilgi sahibi olunca ve bunun bir felsefe olduğu kanatine varıldığında işin rengi çok değişmektedir. Ölüm bu sefer hazın bir son değil düğün günü olmaya, sevgililerin buluştuğu bir cennet bahçesine, kabrin üzerinde açılan lale ve güllerin Şiraz şehrindeki gibi destansı bir bahçeye dönüştüğü görülmektedir. Bu sefer ölümden korkulmadığına bilakis ölümün sevgiliye kavuşmak için beklendiğine, son fasılında biran önce geçmesi gerektiğine, hatta nasıl geçeceğininde bir öneminin olmadığına kanaat getirilmektedir.

Rint’in anlamında olduğu gibi bu şiirde tezat düşünceleri uyandırmaktadır. Yani ruh haliniz neye müsaitse şiirden kendinize pay çıkarabilirsiniz.

Çağlar Bostancı‘nın kaleminden.